Süreçten Keyif Almak. Süreç Yasası ve Sabır.

Süreç, hayat yolculuğumuzun küçük adımlarıdır. Bu küçük adımların önemi doğru algılanırsa her amaca ulaşmak mümkün. Süreç hem zamana uymayı hem de sabırlı olmayı öğretir. Ortada bir potansiyelimiz var; sabırlı bir şekilde süreç yasasına uyarsak, hatta bundan keyif almayı öğrenirsek, istediğimiz her türlü hedefe ulaşabileceğimiz sağlam bir hazırlık dönemi geçirmiş oluruz.

Süreç yasasının teknik olarak ne anlama geldiğinden bahsetmek yerine, kişisel deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

2010 yılında ilk tam zamanlı işime başladım. Dürüst olmak gerekirse birkaç ay durumu idare ederim, biraz kurumsal kültüre adapte olurum ve sonra başka işlere doğru yelken açarım diye düşünüyordum. Sonra başladığım işte başarılı olduğumu ve keyif aldığımı keşfettim. Bunu yöneticilerim de keşfetmiş olmalılar ki henüz 4'üncü ayımda, şirketin vip ve kurumsal müşterilerine concierge ve organizasyonel hizmetler veren birimine transfer edildim. Süreçten keyif almaya devam ettikçe üst üste 3 defa dönem birincisi  (3 aylık periyot) ve üst üste 2 defa da dönem ikincisi olma başarısı gösterdim. Tabi başarılı oldukça beklentilerim artmaya başladı. Çünkü süreç içerisindeki her şey bir mekanizmanın dişlileri gibiydi.

Farklı hayaller kurmaya ve kendime yeni hedefler koymaya başladım. Bunlardan ilki takım lideri olarak bir ekip yönetme fırsatı yakalamaktı. Askerlik dönemimde, eğitim birliğinde binlerce askere takım komutanlığı yapmış olmam da bu duygumu tetiklemişti. Artık 1.5 yıllık süreyi geride bırakmıştım ve süreçten keyif almamaya başladığımı fark ettim. Nedeni, beklediğim kariyerin henüz gelmemiş olmasıydı aslında.

2'nci yılımı doldurmak üzereydim ve süpervizörüm Tunç, beni takım liderliği sürecine alıştırmaya başlamıştı. Tabi sadece psikolojik olarak. "Sabırlı ol Gökan, bekle Gökan, benim hatırım için vazgeçme Gökan, iyi şeyler olacak Gökan" ve bunun gibi birçok konuşma seansları. Süpervizörüm Tuğba da aynı şekilde bana tüm iş süreçlerini öğretiyor ve beni motive ediyordu. Takım liderlerim Gülhan, Pınar ve Levent de her fırsatta beni yanlarına alıyor, sıkıntılarımı dinleyip çözümler üretiyorlardı. Hem yöneticim, hem yakın arkadaşım oldukları için takım liderlerimin haklarını ödeyemem.

Süreçten yeniden keyif almaya karar verdim ve kendime koyduğum hedefe ulaşmadan asla vazgeçmeyecektim. Bunun üstesinden gelebilmek için de duygusal "roller coaster" gerçeğini keşfettim, yani anlık duygularla değil, uzun vadeli düşünmeliydim.

Nitekim 2 yıl 2 ayım dolduğunda süpervizörüm tarafından İK birimine yönlendirildim ve orada birim müdürümüz tarafından terfi aldığım açıklandı. Amacıma ulaşmış olmanın verdiği gurur, heyecan ve o başarmış olma duygusunu sizlere anlatamam. Yaşamanız lazım bu duyguyu, ama bu duyguyu yaşamak için o anı beklemeyin. Hep öyleymiş gibi yaşayın, davranın ve hissedin. O zaman gerçekten o kişi olmaya başlıyorsunuz. Duygusal iniş çıkışlarınız olacak, bu iyi bir şey. Olmuyorsa sıkıntı var. Nabız grafiği düz çizgi halinde olan bir hasta artık ölmüş demektir, doğru mu? O halde duygusal iniş çıkışların, bizi hala daha hayatta tutan nabız grafiğimiz olduğunu düşünsek nasıl olurdu?

Konuyu özetlemem gerektiğinin farkındayım, umarım sizleri sıkmamışımdır. Şunları ifade etmek istiyorum; bir hayaliniz ve hedefiniz varsa, öncelikle bunun için bir sürece ihtiyacınız olduğunu bilin. Süreci doğru yönetmeyi ve bu süreçten keyif almayı deneyin. Yönetici olmak veya farklı bir hedefe ulaşmak istiyorsanız, gerçekleşmediği her gün için şikayet etmek ve sıkılmak yerine, gerçekleştikten sonra nasıl hissedeceğinizi düşünün. Mutlu olmadan yürüdüğünüz bir yolda asla sonuca ulaşamazsınız. Vazgeçmediğiniz müddetçe süreç yasası mutlaka kendini gerçekleştirecektir, bu nedenle sabırlı olmanız çok önemli. Sizlere bu yolculukta koçluk ve liderlik eden doğru insanlarla birlikte çalışıyorsanız çok daha şanslısınız demektir.

Keyifli bir süreç ve başarılı bir hayat sizinle olsun. Sabır ve inançla…

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir